31 Ocak 2012 Salı

RED BULL FLYING BACH TÜRKİYE’DE İLK KEZ SAHNE ALDI

Bach Spor Ayakkabıları ile Klasik Müzik Break Dans ile Buluştu. Bu Kültür Çatışması tutucu müzik severleri rahatsız edecek.

Biletleri satışa çıktıktan kısa bir süre sonra tükenen ilk Red Bull Flying Bach gösterisi, 25 Kasım Cuma, Haliç Kongre Merkezi Sadabad Salonu’nda gerçekleştirildi. Yarattıkları sıra dışı konseptle Avrupa’yı büyüleyen Flying Steps İstanbul’daki ilk gösteriminde seyircilerden tam puan aldı. Klasik müzik severlerden break dans meraklılarına, gençlerden yaşlılara her kesimden seyircinin bulunduğu salon, Bach’ın notaları ve Flying Steps’in hareketleriyle kendinden geçti. İstanbullular, 70 dakikalık gösteride, ilk bakışta birbirine taban tabana zıt gibi görünen klasik müzik ve break dansın doğru bir koreografi ve ince düşünülmüş bir kompozisyonla ne kadar sıra dışı bir şova dönüşebileceğine tanık oldular. Sanat Direktörü Christoph Hagel gösteriden sonra şunları dile getirdi:

‘Türkiye’deki ilk gösterimizin nasıl geçeceğini çok merak ediyorduk. Bildiğim kadarıyla klasik müzik Türkiye’de çok fazla rağbet görmüyor. Break dans da yeni çıkış yapan bir performans. Bu iki konsepti harmanlayıp seyirciyi cezbetmek bizim için çok önemliydi. Hem seyircilerden gösteri sonunda aldığımız coşkulu alkış hem de performans sırasındaki etkileşim Türkiye’deki sınavı geçtiğimizi gösteriyor.’

Zıtlar çekicidir! Break dansın efsanesi Flying Steps grubu ve sanat direktörü Christoph Hagel, break dansla Johann Sebastian Bach’ın birbirine kusursuz bir şekilde uyduğunu Red Bull Flying Bach ile ispat ettiler. Bu yaratıcı performans Bach’ın “Well-Tempered Clavier” eserini görselleştirip canlandırıyor ve ciddi müzikle gençlik kültürünün sınırlarını aşıyor. Nota nota. Adım adım. Piyano, klavsen ve elektronik beat’lerle.  Baş dönüşleri, güç hareketleri ve donmalarla. Görseller ve bir hikayeyle, 70 dakika boyunca. 2010’da Berlin’deki Neue Nationalgalerie’de ilk gösterimi gerçekleştikten sonra büyük beğeni toplayıp, kapalı gişe dünya galası ve  2010’da gelen ünlü ‘ECHO Klassik Sonderpreis’ ödülü ile uluslararası başarı yakalayan sıra dışı proje Red Bull Flying Bach,  2011 Eurovizyon Şarkı Yarışması’nın Yarı Finalleri’ne özel gösteri için davet edildikten kısa süre sonra Avrupa Turu’na çıktı.

Beş ülke, on iki şehir ve birçok sıra dışı mekan: 19 Ağustos’ta Red Bull Flying Bach Avrupa Turnesi Almanya’nın Bonn kentindeki Alman Parlamentosu’nun eski Salonu ‘Alter Plenarsaal’da start aldı. Gösteri Bonn’dan sonra altı Alman şehrinde daha sergilendi. İlk uluslararası gösteriler 1-3 Eylül arasında Avrupa’nın kuzeyinde, Danimarka’da gerçekleşti. Topluluk, Danimarka’nın ardından 27-29 Ekim tarihleri arasında İsviçre’yi ziyaret etti ve Zürih’teki ‘Schiffbau’da Bach yorumunu sundu.  Ardından 5-6 ve 12-13 Kasım’da Red Bull Flying Bach Mozart’ın memleketi olarak bilinen, köklü bir klasik müzik geçmişine sahip Avusturya’da boy gösterdi ve Viyana’nın en ünlü sahnelerinden biri olan ‘Burgtheater’ında sahne aldı. 
İşte bu sıra dışı gösteri Almanya’ya geri dönmeden önce Türkiye’de 25 Kasım Cuma ilk kez sahne aldı. Haliç'in kıyısında birbirinden farklı iki kültür en enerji verici performanslardan birinde birleşti.Uzun yıllardır büyük bir prodüksüyon yaratmayı hayal eden dört kez dünya şampiyonu Flying Steps, klasik müzik dehalarından eğitim almış ismini bugüne kadar sıradışı mekanlarda sergilediği klasik eserlerle duyuran, piyanist, orkestra şefi ve opera yönetmeni Christop Hagel ve fikri kanatlandıran Red Bull birlikteliği sokak dansı olan break dansı operayla ve Barok müziği de sokak sanatıyla birleştirdi.  Yüksek kültürle sokak kültürünü benzersiz bir şekilde birleştiren ve ilk gösterimi Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen Red Bull Flying Bach, 26-27 Kasım’da İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, 28 Kasım’da İzmir Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde,  30 Kasım’da ise Ankara ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek.
Flying Steps'in kurucusu ve kareografiden sorumlu Vartan Bassil projeyle ilgili şunları söyledi:
'Hiçbirimiz daha önce klasik müzikle çalışmamıştık, tabi Bach ile de. Break dans, Bach'ın bestelerinin ritimlerine göre yapılmaya mükemmel şekilde uyuyor.Hareketlerin netliği ve küçük hareketlerin birleşip daha büyük bir sembol oluşturması Bach'ın kendi müziğini bestelerken kullandığı mekanizma ile tamamen aynı’
CNN Türk, organizasyonun TV Sponsoru olarak gösterinin özet programını organizasyon sonrası yayınlıyor olacak.  Yüksek kültürle sokak kültürünü benzersiz bir şekilde birleştiren Red Bull Flying Bach 26 -27 Kasım’da İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, 28 Kasım’da İzmir Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde,  30 Kasım’da ise Ankara ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşti.


RED BULL FLYING BACH İLE İLGİLİ GRUBUN KURUCUSU VARTAN BASSİL İLE SÖYLEŞİ

Bu özel proje nasıl başladı?
Christopher Hagel’i Red Bull Flying Bach’tan önce de tanıyorduk. O zamanlarda Flying Steps onun prodüksiyonlarından birinde yer alıyordu ancak zaman çizelgesi çakışmalarından dolayı bu gerçekleşmedi. Ona klasik müzik ile kendi büyük prodüksiyonumuzu yaratma hayalimizden bahsettik. Sorulacak soru hangi bestecinin hangi klasik müzik eserinin bize en çok uyacağı idi. Christopher’ın Johann Sebastian Bach’ın Well-Tempered Clavier’ini kullanma fikri vardı. İlk provaların ardından birlikte çalışmak istediğimize ve gerçekten özgün ve kültürler arası bir şey yaratabileceğimize karar verdik.
Müzik ve dansın birleşimini sizin için bu kadar ilginç kılan neydi?
Dansçılar olarak klasik müzikle çalışmak büyük bir sorundur. Demek istediğim, hip-hop müzikle dans etmek çok kolaydır çünkü ritmi yakalayabilir ve onunla dans edebilirsiniz. Ancak Bach ile dans etmek, ritmi olmayan yumuşak müziğin tarzımıza uyan vücut hareketlerine çevrilmesi anlamına gelmektedir.
Eğer Red Bull Flying Bach’ı daha önceki klasik müzik ile break dans yapma girişimleriyle kıyaslarsanız aradaki farklar nelerdir?
Çoğu girişimde B-Boylar müziği sadece hareketleri ile desteklediler. Ancak Red Bull Flying Bach’ta biz sadece dans etmekle kalmıyor, aynı zamanda Bach’ın Well-Tempered Clavier’ini görselleştiriyor ve canlandırıyoruz. Bestenin her sesi ile çalışıyoruz. Her break danscı aslında bir sesle dans eder, bu ya yüksek ya da düşük sestir. Bu yüzden hareketlerimiz müziği tüm kişiliği ile yansıtmaktadır. Bizler, dansçılar olarak Johann Sebastian Bach’ın müziğini her nota ve her ses ile görselleştiriyoruz.
Daha önce hiç klasik müzik ile dans ettiniz mi?
Klasik müzik ile break dansı birleştirmek her zaman bizim hayallerimizden biri olmuştur. Bu özgün yaklaşım icin, müziğin ve bestenin kendisinin daha derin mantığını anlamamıza yardımcı olabilecek Christoph Hagel gibi birini bulmamız gerekiyordu. Artık Bach’ın bestesinin tüm karmaşıklığını anlıyoruz ve sadece nota kâğıdını okuyarak her nota icin dans edebiliyoruz.
Prodüksiyonun koreografısınız. Karşılaştığınız temel sorunlar nelerdi?
Break dans temel olarak belirli bir ritme oturan dort adımdan meydana gelmektedir. Ancak klasik ritim farklı bir mantığı takip eder ve bu nedenle adım dokumuzu değiştirmek zorunda kaldık. Ayrıca odak noktasının beceriler ve akrobasi olduğu bir break dans şovundan farklı olarak rol yapma kabiliyetimizi de geliştirmemiz gerekti. Dansımız ile duygularımızı da ifade etmek icin Red Bull Flying Bach’a bir duygusal yon eklemek istedik. Bu şekilde kendi hikayemizi oluşturduk.
Red Bull Flying Bach için sanki yeni bir dans tarzı yarattınız.
Tamamen yeni bir tarz yaratmadık. Ceşitli, farklı dans tarzlarının bir tur karışımını yarattık diyebiliriz. Popping, locking, house, krumping ve bir takım modern dans parçalarını birleştirdik.
2010 Nisan ayında Red Bull Flying Bach Neue Nationalgalerie Berlin’de prömiyerini yaptı. İzleyicilerin tepkisi nasıldı?
Orada ne kadar gergin olduğumuzu hatırlıyorum. Yani, bunu yapabileceğimizi, özgün bir şey yarattığımızı biliyorduk. Ve birçok yarışmada ve farklı sahnelerde gösteri yaptık – ancak seyircilerin mesajımızı anlayıp anlayamayacağı, bizi beğenip  beğenmeyecekleri konusunda emin değildik. Herkes bayıldı. Sahnede gördükleri şeye inanamadılar. Geri bildirim gerçekten inanılmazdı.
Christopher Hagel ile birlikte klasik müzikte yapılan çalışmalar için çok saygın bir ödül olan “ECHO Klassik Sonderpreis 2010”’u aldınız. Bunu bekliyor muydunuz?
Hayır. Aynen şöyle dedik, “Siz Ciddi misiniz?” Red Bull Flying Bach ile elde ettiklerimizi sindirmemiz çok uzun surdu. Bir break dans ekibi olarak pop-segmentinde bu ödül icin her zaman mücadele ettik. Ama artık klasik ödülümüz var. Bu hiçbirimizin asla hayal etmediği bir şey.
Red Bull Flying Bach uluslararası olarak sahne almak üzere. Bu Avrupa Turu için beklentileriniz nedir?
Gerçekten minnettarız. Red Bull Flying Bach ile kendi çalışmamızı dünya çapında daha geniş bir kitleye sunma imkanımız var. Her kitleyi, her ülkeyi sanatımız ile etkilemek ve eğlendirmek  istiyoruz. Onların eğlenmesini istiyoruz, onların her dakikalarını eğlenerek geçirmelerini istiyoruz. Bunun ötesinde, klasik müzik severler ve genç insanlar, yüksek kültür ve kentsel sanat
arasında bir takdir yaratmayı istiyoruz.
Red Bull Flying Bach ile elde etmek istediğiniz nedir?
İzleyiciye break dansın spordan veya sokak kültüründen çok daha fazlası olabileceğini göstermek istiyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder