17 Eylül 2011 Cumartesi

as DERGİ SN. DENİZ BERDAN RÖPORTAJI


Türkiye'nin ilk sağlık ve spor dergisi Health & Shape’nin ve Auto Guide Dergisi’nin yayınını üstlendiniz. Neden devam etmediniz?

Yayını üstlenmek falan değil, tamamen hayalini kurarak çıkardığım dergilerdi. Bir yayını Türkiye şartlarında bağımsız olarak rutin 11 yıl yayınlamak bile büyük mucize. Bana göre bağımsız yayıncılık Türkiye’de miladını doldurdu ve eski keyfi kalmadı. Dağıtım, reklam, tiraj, satış hepsi ayrı bir problem. Benim çıkardığım dönemde örneğin otomobil dergisi Auto Guide’ın her sayısında, otomobil sektöründe reklam girmeyen marka kalmamıştı. Dergilerimizi içeriğiyle, editoryallerle, reklamlarla uzun yıllar çıkarabilmenin keyfini ve gururunu yaşadık. Üstelik okur sayısı, ne yazık ki Türkiye’deki nüfusla doğru orantılı da artmıyor. Toplumumuzun okumayı sevdiği söylenemez. Üstelik hayal kurmayı çok seven, çok yönlü, yeni fikirleri olan bir insanım. Yıllardır, büyük gruplara rağmen, yeni fikirlerimle dergileri ayakta tutmayı başardım. Yayıncı ve gazeteci bir babanın ve tekstilci bir annenin kızı olmama rağmen işim, hobilerimin bir uzantısı oldu hep. Okul yıllarımda profesyonel sporculuk hayatım varken Health & Shape’i çıkardık. Ardından motor sporlarında lisanslı yarışırken Auto Guide Dergisi’de eklendi. Uzunca bir süre sonra, benim için rutin haline gelen dergileri ortağıma devredip, yeni fikirlerime daha fazla zaman ayırmayı tercih ettim.  Ayrıca yayıncılık işini tamamen terk etmiş de değilim. Yayıncılık beni ben yapan hayatımın bir parçası ancak tamamı değil. Bu konudaki hayallerimden biri de; hep kağıt, baskı, tiraj ve reklam veren baskısı olmaksızın yayıncılık yaparken interaktif paylaşımda bulunabilmekti. Yakında sosyal medyada farklı sürprizlerim olacak.

Çocuksuz bir yaşam nasıl olurdu hayal edemiyorum.

Genç yaşta evlenmek ve anne olmak sizin için ne ifade ediyor?
Oldukça erken evlendim ve 19 yaşında anne olmam nedeniyle, kendimi bildim bileli anneyim. Gerçekten de bilemiyorum ve hayal edemiyorum çocuksuz bir yaşam nasıl olurdu. Onlar gerçekten de hayatıma değer ve anlam katıyorlar. Çok da şanslıyım onlar gibi yetenekli ve iyi kalpli çocuklarım ve her alanda destek veren Haluk var : ) Ailem sayesinde hayatımın daha anlamlı ve değerli olduğunu düşünüyorum.

2 çocuk annesisiniz ama mankenlere taş çıkaracak fiziğe sahipsiniz. Bu formun sırrı ne?
Formumu, kendime yasaklar koymadan sağlıklı ve dengeli beslenip, abartmadan spor yapıp, uykumu iyi almama ve sağlam bir psikolojiye borçlu olabilirim. Bana göre sağlıklı ve formda bir görüntü için; sağlıklı bir psikoloji, yeterli ve dengeli beslenme, spor; tıpkı bir bulmacanın parçaları gibi bir arada olduğunda uzun süreli olabiliyor. Ara öğünlerimi asla atlamam, kendi yaptığım hafif ve lezzetli ürünlerden tüketmeye çalışırım. Ana öğünümü tam ve yeterli yerim. Ben daha çok, miktar olarak fazla ancak içerik olarak hafif bir beslenme şeklini kendime hayat tarzı olarak edindim. Gün boyunca çok açık çayı, bol süt ile tüketirim. Gün boyu kullandığım yağsız süt sayesinde, hem metabolizma hızımı arttırabiliyorum hem de kan şekerimi dengede tutabiliyorum. Bir günde tükettiğim yaklaşık 1lt yağsız süt sayesinde, geleceğe yönelik de yatırım yapmış oluyorum. Haftanın 3 günü, kas yoğunluğumu koruyabileceğim bir spor programım var. Yoğun iş tempomda spora gidemesem bile, evde 10 dakikalık bir programla 3’er kg’lık ağırlıklarla kol, bacak, karın ve sırt kaslarımı çalıştırabiliyorum. Uykumu tam ve yeterli alabilmek, programın en önemli parçasını oluşturuyor.

Junk aksesuarlar Beymen Blender’larda satılıyor. Giysiler Galata’da Harvey Nichols’da... Yelpaze genişleyecek mi?Tasarımı ilgilendiren pek çok alanda yeni fikirlerimiz var. Şimdiye kadar yaptığım iş nedeniyle, hayatımı hep yeni fikirler sayesinde kazandım. Bu işim olduğu kadar hayattan keyif alma şeklim. Yakın zamandaki hayalim ise; farklı fikirli tasarımlarla, geniş kitlelere makul rakamlarla ulaşabileceğim firmalarla ortak projelerde yer alabilmek.

Etiket hedefli, yerimizde sayıyoruz.

Mutfak için profesyonel bir eğitim sonucu Milli Eğitim Bakanlığı’ndan ve İngiliz City & Giltz’den şeflik diploması aldınız. Moda ile mutfak birbirine uzak dursa da sizin için 2 olmazsa olmaz? Peki, mutfağın modası olur mu ve Lady Gaga’nın giydiği etten elbise gibi modanın mutfağı olur mu ?
Bu titrlere takılmak bana fazla kasıntı geliyor. Ne yazık ki ülkemizde hala okul eğitimin üzerine hiçbir şey koymadan, etiket hedefli yerimizde sayıyoruz. Genellikle moda ve mutfak konularını seven biri olarak tanısanız da, aslında alternatif sanatları çok seven, bu konulara ilgisi olduğu kadar, içinde olmaya çalışan, hafif ve sağlıklı yemek reçeteleri deneyen, otomobil seven ve profesyonel olarak test eden, yayıncı, editör, çok okuyan, mizah seven, aynı zamanda çizen, çok yönlü biriyim. Ülkemizde çoğu zaman çok yönlülük doğru algılanamayabilinip olumsuzlukmuş gibi düşünülse de, aslında dünya çok yönlülüğe gidiyor. Bir illüstratör aynı zamanda aşçı ve dj de olabiliyor. 



Moda hayatımızın neresinde olmalı?
Moda ve trend konuları hayatın renklerinden. Ciddiye almadan, hayatımızın doğal akışında keyif almaya bakmalıyız. Hayata bakışımız, hobilerimiz, işimiz ve yaşadığımız ortam seçimlerimizi etkiler. Biri gibi olmak yerine, bu etkilerden hareketle gerçekten içinde kendini iyi, güzel, rahat ve güvenli hissedebildiğin ölçüde, eğer seviyorsan giyim kuşam konuları ile keyifle ilgilenebilirsin.

Çoraplara olan tutkunuzu biliyoruz. Penti için çok şık ve sıra dışı mayo-bikiniler tasarladınız. Buna benzer bir çalışma çorap için de olur mu?
Çorap konusu, bizim için çok geniş bir konu. Abartmıyorum ama bir dolap dolusu çorabım vardır. Dünyanın her yerinden çorapları topladığım gibi, hiç birini de olduğu gibi giymem. Mutlaka bir kişiselleştirme yaparım. Dümdüz bir elbiseyle dahi çoraplar sayesinde çok farklı görüntü yakalayabilirsiniz. Yakın zamanda bu konuda sürprizlerimiz olacak. Hedefimiz gerçekten de ulaşılabilir rakamlarla tüm dünyada satılabilecek çoraplar üretebilmek.

Hem tasarruf yapıp hem de modayı takip etmek isteyenler neler alabilir? Her daim moda olanlar yok mu?(renk, kıyafet, aksesuar)
Modayı takip etmek yerine, kendi stilinin olması her zaman en doğrusu ve makul olanıdır. Stilinin olmasının da para pulla hiç alakası yoktur. Örneğin; Beyoğlu ikinci el mağazası Bay Retro’dan 25TL’ye aldığımız bir ceketle Begüm, Londra’da bir blogger’ın sokakta beğenip çektiği fotoğrafla, yeni jenerasyon başlığı altında İngiliz Vogue’da yer almıştı.

Alışveriş yaparken nelere dikkat edersiniz?
Beğendiğim ürünün defalarca giyebileceğim, kişiselleştirmeye uygun ve yeni fikirli tasarım, kalite, fiyat dengesinin mantıklı çerçevede olması satın alma kriterlerimi oluşturur. 

Tasarımlarını beğendiğiniz ve tarzlarından esinlediğiniz modacılar?
Beğendiğim tasarımcılar yeni fikirleri ve koleksiyonlarına bağlı olarak sezonuna göre değişir. Moda tasarımcılarından esinlenerek tasarım yapılmaz, o ancak taklide girer.

‘’Moda aslında son derece sığ bir alan ve ancak sanat konularıyla yoğrulduğunda bir anlamı olabiliyor. Bir kadın giyinirken; yeniliklere açık olurken, sanat ve çevre konularıyla ilgili olmalı.’’ Bu cümleler size ait. Biraz açar mısınız; sanatı ve çevreyi giyimimize nasıl yansıtabiliriz?
: ) Onu yanlış anlamışsınız herhalde : ) Tasarımcı sanat, çevre, politika konularından esinlenerek hazırladığı koleksiyonunda verdiği mesajlarla anlamlandırabilir, farkındalık yaratır ve mesaj verir. Toplum ise bu konularda hassas olup hareketi desteklemesiyle katkı sağlar.



: )Mutfak sizin için çok önemli… Bilmeyenler için blog adresinizi paylaşır mısınız?
Dbskinnycook.blogspot.com adresinden istediğiniz reçeteyi alabilirsiniz.

Her modacıya sorduğumuz sorumuzu size de yöneltmek istiyoruz. Başkent kadınlarının giyimini nasıl buluyorsunuz?
Kendime tanımlamalar yapmak gibi bir kaygım olmamakla birlikte modacı lafından hiç hazzetmiyorum. Sınıflandırmalarla veya tanımlamalarla işimiz yok aslında ve önemli olanın ortaya çıkan ve yapılan iş olduğu fikrindeyim. Açıkçası Başkent kadınlarının giyimlerini kapsamlı bilmiyorum ancak tanıdığım Ankaralı arkadaşlarımın gayet yaratıcı ve yeniliğe açık olduğu görüşündeyim.

‘’Bana göre markacılık; gerçekten de android haline gelmiş kompleksli insanların ait olma duygusundan kaynaklanır.’’ diyorsunuz. Marka giyinen çoğu insanın, sizce özgüven eksikliği mi var?
Ürünü gerçekten de kendi beğenisi için değil, marka olduğu için tercih edenler, toplumun belli bir kesimine ait olma içgüdüsüyle alışveriş yaparlar. Kendine özgü bir stili olmayan, reklam kurbanı olunabilen bilinçsiz bir tüketim şekli diyebiliriz.

Eşiniz, sizin giyim tarzınızı beğeniyor… Peki, siz eşinizin tarzını beğeniyor musunuz? Haluk Bey giyinirken sizden fikir alır mı?
Haluk’un giysilerini ben alırım. Ona alışveriş yaparken çoğu zaman yanımda olmayabilir. Ona neyin yakışacağını ve nelerden hoşlanabileceğini bilmem nedeniyle ayakkabısından ceketine çorabına her şeyi alırım. Sokağa çıkacağımız zaman tıpkı Can’a çıkardığım gibi onun da giyebileceklerini yatağın üzerine çıkarır kombinasyonlarını yaparım. 



Starbucks için chocolate cookie yaptınız ve çok beğenildi. Bu memnuniyeti gören diğer firmalar da size, buna benzer teklifle geliyorlar mı? Var mı yakın zamanda böyle bir proje?
Starbucks’a sezonluk, yağı ve enerjisi azaltılmış, hafif, çikolata parçacıklı kurabiye, kabaklı kiş ve tarçınlı muffin reçeteleri hazırladım. Oldukça yaygınlığı olan, çok sevdiğim bir zincir olmasına rağmen, bir sonraki projede daha geniş kitlelere hitaben hafif ve sağlıklı reçetelerimin uygulandığı ürünler çıkarmayı hedefliyorum.
Röportaj   : Onur ALTINIŞIK  Fotoğraflar   : Cengiz DİKBAŞ


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder