5 Aralık 2011 Pazartesi

ÜÇ BOYUTLU TASARIMCI BERRİN AKYÜZ

1996 yılında tekstil sektörüne yeni bir soluk, yeni bir bakış kazandırmak amacıyla kurulan ve kurulduğu günden bu yana renkleri, nesneleri farklı kullanımıyla ve üç boyutlu çizgileriyle dikkatleri üzerine çeken New Ideas markasının yaratıcısı Ünlü Modacı BERRİN AKYÜZ’ le modayı, projelerini ve hedeflerini konuştuk. İşte; ‘’Modacı olmak; moda yaratmaktır’’ diyen AKYÜZ ve çarpıcı açıklamaları…

Moda, sizin için nasıl başladı?
Ev tekstili ile başlayan yolculuğumda, adına moda denilen
dünyaya attığım adımlar, beni bu noktaya getirdi. Atölyemi kurarken ev kadınlarını yetiştirerek başladım. Onların özgüvenlerini geliştirip, kendi ayaklarının üzerinde durmalarını ve söz sahibi olmalarını sağladım. Bu ilk hedefimdi. İkinci hedefim; eskileri yenilemek ve onları tekrar dünyaya getirip fonksiyonelliklerini arttırmak. Eski gelinliklerden vaftiz elbiseleri, perdelerden paltolar. İlk tiyatro deneyimim, Haluk Bilginer  Oyun Atölyesi’nin ilk oyununun kostümlerini hazırlamak olmuştur. Daha sonra bu kısıtlı ekibi genişleterek, Alman Başbakanının Türk gelininin düğününü Çırağan Sarayı’nda hazırlamak olmuştur. Bu bana, büyük işleri de tasarım ve imalat adına başarabileceğimin haberini vermişti.
Art arda gelen ev tekstili tasarımlarına bebek odalarıyla devam ettim. Hakan şükür, Fatih Akyel ve Hasan Şaş’ ın çocuklarına bebek odaları ile ilgili tasarımlar yaptıktan bir müddet sonra tekstile bu alanlarda devam ettim. Daha sonra çeşitli firmalara aksesuar tasarımları ve koleksiyonları hazırladım.
Özel düğünler,  gelinlikler, restoranlar ve cafelerden sonra ‘’Artık canlı bedenlerle birlikte olmalıyım ve onları giydirerek mutlu etmeliyim.’’ dedim. 2002’de bu yolda ağırlıklı çalışmalarım başladı. Alaçatı, Kuledibi ve Cihangir’de deneyimlerim oldu. Halen Cihangir ve Üsküdar(atolye)da devam ediyorum.

Neden Cihangir ve Alaçatı?
Cihangir, çünkü dokusuyla ve kokusuyla yaptığım işi buraya çok yakıştırıyorum. Tarzımla, dizaynlarımla ve görüşlerimle; Cihangir’e yakıştığım gibi, Alaçatı’ya da
yakışacağımı düşündüğüm için burayı seçtim.

Modacı olmak; moda yaratmaktır.

Modayı daha çok yabancı ülkelerden takip eden Türk insanının son dönemde Türk modacılarını daha yakından takip ettiğini görüyoruz. Bu konu hakkında düşünceleriniz nelerdir? 
Bu konuyla ilgili ancak şunu söyleyebilirim. Ben sadece doğayı ve dünyanın ahengiyle  ilgili olaylardan etkilendiğim ve birde işim insanlarla ilgili olduğu için, ihtiyaca yönelik fikirler beni etkiler. Yani geri kalan da renkler ve dokular  oluyor. Bunun içinde tabii ki dünya modacılarını ve düşüncelerini takip ediyorum. Ama Türkiye’deki birkaç ismin dışında, modacıyım demek çok zor. Modacının tanımı bana göre; moda yaratmaktır. Cemil İpekçi benim için modacıdır örneğin.


Ülkemiz tekstil üretiminde birçok ülkenin ilerisinde olmasına rağmen Türkiye'den hazır giyim ve aksesuar konusunda dünyaca kabul ve rağbet gören bir markanın çıkmamasını neye bağlıyorsunuz?
Bu benim için, gelişmekte olan toplumların yaptığı hatalardan. Bizde hiçbir modacı, egosunu aşamıyor. Tasarımcıların emeğini kullanıp, isimlerini egoları yüzünden ezip geçiyor. Destek vermeleri gerekirken, yok etmeleri;  gelişen tasarım ruhlarının yok olmasına sebep veriyor. Yani ‘’tekelimde tutarım çok kazanırım’’ derken genişleyemiyor ve çember bir gün kendini aşacakken daralıyor.  Sonra o büyük isimler sadece ‘’Paris’te, falan yerde muhteşem bir defile yaptı’’  şeklinde kalıyor.
Ya da birkaç tasarımcı bir araya gelip bir dernek adı altında etkinlikler yapıyor. Adına Fasihon Week  deniyor ama ne bir organizasyon ne de bir kalite sunuluyor. Sadece kendi isminden söz ettirip kendi adına bir şey yapabilen insanlarla, nereye kadar gidilirse, moda da oraya kadar gider Türkiye’de... Bana göre bu böyle.

Moda öğrencileri, eşofmanla ve uyuklayarak okullarına geliyor.

Yeni nesil moda tasarımcıları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Az emek, çabuk kariyer, çok para… İlke bu... Dolayısıyla mücadele, hırs ve aşk olmadan bunun başarıya dönüşmesi olanaksızdır. Aşkın olmadığı yerde sanat olamaz. Bu benim inanış biçimim. Dünyaya ulaşabilmemiz ve dünyanın da bizimle ilgilenip yeni bilinir tercih edilen markalar oluşturabilmemiz için gönül vermek ve olayı sahiplenmek gerek. Her şey sanat için… Bunun iş saati  olamaz, ilham gece de gelebilir... Her an beyin fırtınası devam edebilir ama bunları, yani bu enerjiyi işe dönüştürmek gerekir. Bunun için genç tasarımcılara da, eğitim süresinde lütfen yaratıcı olmaları için fırsat verilsin… İTÜ’de bir derse davet edildiğimde, moda okuyan öğrencilerin uyuklayarak okula geldiğine ve eşofmanla okul bitirdiğine şahit oldum. Keşke önce kendilerine sevgi duysalar, sonra mesleklerine diye düşünmüştüm…


Dünyaya borcumuz var.

Gelecek hakkındaki planlarınız neler?
Tüketen bir toplum olduk, bunun için dünyaya bir borcumuz var ve ben de sadece bunun için geri dönüşüm projeleri tasarlıyorum.

Bu konuda hedef ve misyonunuzu merak ediyoruz.
Hedefim; yani gitmekte olduğum yer; gittiği yere kadar. Misyonum; insanlara dünyanın bu yükü kaldıramayacağını anlatabilmek ve tüketen bir toplum olmaktan kurtulmak. Lütfen eskilerinizden kurtulmaya değil, onları yaşatmaya çalışın. Yıllarca çevrecilik yanımı, tasarımlarıma yansıtarak ilerledim.  Artık kumaşlarımı atmadım ve onları, ürünlerimi sunabilmek için poşet olarak diktim.

Markalaşma ve yeni mağaza açma konusunda ne gibi stratejiler belirlediniz?
Kendi markamı oluşturdum. Yeni mağazalar açmak ya da zincir olmak, modayla hiç barışık değil. Yürek ve bilek işi… Önce başarmak  gerekir. Şubeleşmek arzusu; kurumsallaşmaya yönelik ilk adımım oldu. İhtiyaca yönelik tasarımlarım, döneme ait tutkularım, farkı yakalama merakım, ilkelerimi oluşturuyor. Bunun yanı sıra aileme, bulunduğum ortama ve doğaya ait sorumluluklarımı hiç unutmadan ilerliyorum.


Gerçekleştirdiğiniz hedeflerinizden bahsedelim biraz da…
Evet. Çeşitli Kulüplere (Lions) Defileler, Rotary ye kostümler hazırladım. Hedefim arasında metropolde bir ilkokulun 23 Nisan etkinlik ve şenliklerinde yer almak vardı. Taksim İlköğretim Okulu’nun aralıklı 2 yıl da dans kostümlerini tasarladım ve hazırladım. Filmlere özel gala kıyafeti, dizilere ev tekstil ve kostümlerde destek verdim.

2012 İlkbahar-Yaz koleksiyonunuzda yer alan renkler ve parçalar nelerdir?
Tamamen sofistikelikten uzak,  çok renk ve desen… Bana göre içimden gelen bu… İnsanların canlanması, harekete geçmesi ve mutlu olması için.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder